ROMA, İtalya – Oldukça mühim bir BM besin kuruluşunun Çin başkanı, onu Rusya’nın Ukrayna’daki savaşıyla şiddetlenen küresel bir açlık krizini yönetim edememekle suçlayan Batılı güçler tarafınca yoğun bir incelemeye doğal olarak tutuldu.
Besin ve Ziraat Örgütü’nün genel müdürü Qu Dongyu, teknokratik liderlik seçimi ve Pekin’le olan bağlantıları ile örgütün ana destekçileri olan Batılı güçleri, onlara bakılırsa örgütün güvenilirliğini ve krizi hafifletme kabiliyetini zedeledi.
POLITICO, bu yazı için bir düzineden fazla BM yetkilisi ve diplomatla röportaj yapmış oldu. Ortaya çıkan eleştirel tablo, yukarıdan aşağıya yönetim seçimi ve siyaset öncelikleri Çin’in kendi gündemini ilerletirken BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini bir kenara bırakan bir lidere ilişkin.
Rusya’nın Şubat ayında Ukrayna’yı işgali, FAO’da haftalarca devam eden ürkütücü bir sessizlikle karşılandı ve o zamandan beri verilen mesajlar değişmiş olsa da Qu’yu eleştirenler, FAO’nun milyonlarca insanı daha açlığa sürüklemekle tehdit eden besin krizinde daha kuvvetli bir siyasal liderlik göstermesi icap ettiğini söylüyor.
“Aslen kimse onu ciddiye almıyor: O değil; orası Çin,” dedi eski bir BM yetkilisi. “Ilkin ana para ile denetim etmeden tek bir karar vereceğine ikna olmadım.”
Qu ve ekibi savunmasında, bir BM kuruluşunun politize edilmemesi icap ettiğini ve kendisinin FAO’nun analitik ve bilimsel görevini yerine getirdiğini söylüyor.
FAO Başkanı
Qu Dongyu, 2019’da Roma merkezli teşkilatı yönetmek suretiyle seçildi, Çin’e BM sisteminde internasyonal güvenilirlik oluşturma şansı verdi ve fena bir halde kaybeden rakip adayları destekledikten sonrasında AB ile ABD arasındaki bölünmeyi cezalandırdı. Seçim, Çin’e yönelik baskı ve rüşvet iddialarıyla gölgelendi.
Şimdi, FAO’yu 2027’ye kadar yönetmek suretiyle gelecek yıl ihtimaller içinde bir tekrardan seçilme teklifine hazırlanırken, kendisini çatışmadan kaçınan “mütevazi, minik çiftçilerin oğlu” olarak tanımlayan Qu, kriz sırasındaki liderliği üstünde yoğun bir araştırma altında.
Üç yıl süresince manşetlerden büyük seviyede kaçındıktan sonrasında Qu, Rusya’nın gelişmekte olan ülkelere büyük bir besin ihracatçısı olan Ukrayna’yı işgaline verdiği ağır ve küstah tepki sebebiyle Fransa ve ABD şeklinde ülkelerden eleştiri aldı.
AB ve ABD, FAO liderliğine baskı yapmak için ilkbaharda FAO Konseyi’ni acil bir toplantıya zorladı ve Ukrayna, ondan “” olarak adlandırma dilini tekrardan düşünmesini talep etti.anlaşmazlık” ve bir cenk değil. İletişim kısmına başlangıçta cenk ve bunun besin tedarik zincirleri üstündeki ihtimaller içinde tesirleri hakkında söz atması emredildi. Mayıs ayında, Ukraynalılar Roma’daki FAO Genel Merkezi önünde protesto gösterileri düzenleyerek Rusya’nın örgütten atılmasını talep ettiler.
FAO Konseyi’nin Aralık başlangıcında yapmış olduğu bir görüşmede, Fransa, Almanya ve ABD şeklinde ülkeler, Rusya’nın savaşının küresel açlık üstündeki tesirinin yeni bir analizini ve tam bir Ukrayna’nın geniş çiftlik sistemine verilen zarar.
Çin, Rusya’yı Ukrayna’yı işgal etmiş olduğu için direkt kınamazken, AB ve ABD internasyonal arenada Moskova’yı saldırganlık savaşından dolayı suçlamak için her fırsatı kullanıyor: Bu jeopolitik gerilimler, FAO’nun 194 üye ülkesinde yaşanıyor. 2022 ve 2023 yılları aralığında harcayacak 3,25 milyar doları olan kurumdaki yetkililerin, ülkelerinin çıkarları doğrultusunda değil, küresel iyilik için hareket etmesi planlanıyor.
Qu’nun çatışma mevzusunda hala öfkeli olduğu söyleniyor: “[He] FAO’nun bir büyükelçisi, “AB’yi FAO içinde kendi vizyonunu engellemiş olan bir varlık, bir oyuncu olarak görüyor” dedi.

Qu artık dilini uyarlamış ve Rusya’nın savaşının yol açmış olduğu acılardan bahsediyor olsa da, bazı Batılı ülkeler FAO’nun besin krizine, bilhassa de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden meydana gelen tarımsal etkilere proaktif bir halde cevap vermesi gerektiğine inanıyor. FAO’nun tertipli bütçesi ve gönüllü fonları büyük seviyede AB ülkeleri, ABD ve Japonya, İngiltere ve Kanada şeklinde müttefikleri tarafınca sağlanmaktadır. ABD, düzgüsel bütçenin yüzde 22’sine katkıda bulunurken, Çin’inki yüzde 12’dir.
Qu, FAO’nun üyelerine yalnızca çözümleme sağlama yetkisine bağlı kalmaya ve jeopolitikten uzak durmaya emin.
“Değilim [a] Siyasal figür; Ben FAO DG’yim” dedi POLITICO’ya Ekim ayında FAO’nun Roma’daki çatı katındaki kantininden inen bir asansörle karşılaştığında.
FAO’nun teknokratik duruşu, Mayıs ayında POLITICO’ya şunları söyleyen Baş Ekonomist Máximo Torero şeklinde Qu’nun üst düzey ekibinin öteki üyeleri tarafınca savunulmaktadır: “Savaştasınız. Bazı insanoğlu siyasal pozisyon almamız icap ettiğini düşünüyor. Biz siyasal bir varlık değiliz. Güvenlik Konseyi budur – bu bizim işimiz değil.”
aparatçik
Çin Komünist Partisi’nin ziraat ve kırsal işlerden görevli eski bakan yardımcısı olan Qu’nun apolitik olduğu söylenemez.
Siyasal geçmişine ek olarak, tarımda uzmanlığı var. Hollanda’daki Wageningen Üniversitesi’nde doktora yaparken patates genomunu dizileyen bir bilim adamları ekibinin parçasıydı. POLITICO’ya gönderilmiş olduğu bir e-postada profesörü Evert Jacobsen, Qu’nun “ülkesi hakkında coşkusunun” yanı sıra “stratejik düşünme” ve “açık karakter” bulunduğunu hatırladı.
Gene de Batılı diplomatlar, vazife süresi süresince yürüttüğü siyaset girişimlerinin çoğunun Çin’in dış siyaset hedeflerini yansıtmasından kaygı ediyor.
BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin, Dört Daha İyi mantrası (üretim, beslenme, çevre, yaşam) şeklinde kendi inisiyatifleri ve “Tek Ülke, Tek Öncelikli Ürün”den Çinceye benzeyen planları tarafınca gölgede bırakıldığını söylüyorlar. amiral gemisi El Ele Girişimi.
Bazı Batılı diplomatlar, bunların Qu’nun bahsetmiş olduğu Çin’in Küresel Kalkınma Girişimi’nin ayırt edici özelliklerini taşıdığını söylüyor. tweet attı pozitif.
Muhalifler, bunların en iyi ihtimalle boş çarpıcı sözler bulunduğunu ve en fena ihtimalle Çin’in dış siyaset gündemine hizmet ettiğini söylüyor. “Eğer alıcı taraftaki ülkeler bir eylemde bulunmazlarsa, bunların her şeyden ilkin Çin’i ya maddi ya da internasyonal saygınlık ya da dış ilişkiler açısından ilerlettiği kabul edilen politikalar bulunduğunun bilincinde olmalısınız.” Mercator Çin Emek harcamaları Enstitüsü’nde (MERICS) analist olan Francesca Ghiretti, dedi.
İçeriden biri, FAO ekosisteminin sivil cemiyet katılımını yada piyasa şeffaflığını destekleyen bölümlerine baskı uyguladığını söylüyor: Komünist Çin’de pek hoş karşılanmayan iki özellik. Eski BM yetkilisi, Qu’nin FAO’da bulunan G20 pazar şeffaflığı denetim paneli AMIS’i “artan baskı ve kontrole” maruz bıraktığını ve bunun internasyonal kuruluşların bu senenin başlarında bağımsızlığını korumak için devreye girmesine niçin bulunduğunu söylemiş oldu.
Dış ilişkiler uzmanı, Qu’nun sivil toplumu ve yerli halk gruplarını FAO’nun karargahına çağrı eden ve onları ülkelerle neredeyse eşit bir zemine oturtan Dünya Besin Güvenliği Komitesi’ni boğmaya çalıştığını söylemiş oldu. “İki yıldan fazla bir sürede ne başardı? Kafeteryadan Çin eriştesi alabilirsin” dediler.

Sadece tarihsel olarak son aşama işlevsiz olan bir BM teşkilatında Qu, personel içinde popülerdir.
Eski bir FAO yetkilisi, “Bay Qu Dongyu, personele iyi mi davranılacağı mevzusunda yeni bir ruh getirdi ve personel ile yönetim içinde itimat ve sulh sağlamış oldu” dedi.
En sert eleştirmenleri bile vazife süresi süresince iyi şeyler yaptığını kabul ediyor. Seçildiğinde her personelin elini sıkmaya itina gösterdi, hatta ara sıra haber vermeden kısa sürede yenilediği kantinde onlarla öğle yemeğine çıktı. Ziraat siyaset yapıcıları içinde FAO’nun ortaya koyduğu yüksek kaliteli ekonomik emek verme ve onun iklim değişikliği ve bilimsel gündemine verilen destek de yaygın bir takdir görüyor.
Batılı bir dış ilişkiler uzmanı, “FAO’nun ürettiği verilerin kalitesi oldukça iyi ve iyi siyaset önerileri üretiyor” dedi.
FAO oyunu
Vazife süresinin üç senesinde, FAO’da oldukça daha kuvvetli bir Çin varlığı var ve Çinli yetkililer, bitkiler ve böcek ilaçları, toprak ve su, tarımda nükleer bilim ve teknoloji için bir araştırma merkezi ve bir bölüm şeklinde alanları kapsayan bazı kilit bölümleri işgal ediyor. Gelişmekte olan ülkeler arasındaki ortaklaşa iş hakkında. Ormancılık bölümünün tepesindeki boş bir yerin de Çinli bir adaya gitmesi planlanıyor.
Uzmanlar, bu pozisyonların bir stratejinin parçası bulunduğunu söylüyor. MERICS analisti Ghiretti, “Çin, kuralları şekillendirme, eylemi şekillendirme ve Küresel Cenup ile daha geniş bir halde ilişki kurma açısından ayak izini artırabileceği bölümleri almaya çalışıyor” dedi.
AB Komisyonu, personel atamaları ve veri toplama mevzusundaki eğilimleri yakından izliyor. “O, yerini dolduracak oldukça sayıda genç Çinliyi işe aldı. [the] sonrasında sıralanır” dedi bir AB diplomatı.
Mandarin dili, 1930’larda Faşist diktatör Benito Mussolini tarafınca denizaşırı koloniler bakanlığını barındırmak için inşa edilen labirent şeklinde bir karmaşık olan Roma Genel Merkezi’nin koridorlarında her zamankinden daha çok duyuluyor.
Geçmişteki ve şimdiki Batılı diplomatlar ve çalışanlar, Qu’yu zayıf bir iletişimci, ülkelerle ilişki oluşturmayı yada onlara karşı görevli olmayı pek umursamayan ve baştan savma sözler söyledikten sonrasında toplantıları terk etme eğiliminde olan biri olarak tanımlıyor;
Qu’nun FAO’nun yönetiminde mütevazı başarılar elde ettiğini kabul edenler bile, onun liderlik tarzını, Pekin tarafınca sıkı bir halde denetim edilen Çinli bir yetkilinin tipik örneği olarak görüyor. AB ve ABD, Qu’nun bağımsız BM müfettişleri tarafınca yürütülmesi amaçlanan ve muhtemelen bir sonraki seçimlere kadar ortaya çıkmayacak olan bir iç yönetim incelemesini geri çekme hareketini eleştirdi.
Ve FAO hala Batı’dan tonlarca fon alıyor olsa da, bilhassa savaştan ziyan olmuş Ukrayna’daki kırsal aileler ve çiftçiler için bağış toplama kampanyası, 180 milyon $’lık hedefinin hala 100 milyon $ altında, internasyonal bağlamda minik bir miktar – bilhassa de küresel bir felaketin sağır edici ikazları içinde. gelecek yıl besin arzı krizi.
Bu kısmen, ABD ve AB’nin FAO’dan geçmek yerine Kiev ile ikili olarak emek harcamayı tercih etmesinden kaynaklanıyor. FAO’nun Ukrayna’daki operasyonunu yürüten Fransız ziraat bilimcisi Pierre Vauthier, “FAO’nun tamamen finanse edilmesinin zamanı geldi” dedi. “Ek paraya ihtiyacımız var.”

Qu’nun tarafında da sevgi kaybı yok. Haziran ayında, görünüşe bakılırsa amiral gemisi Hand-in-Hand Initiative’e yönelik eleştiriler ışığında, isimsiz ülkeleri para takıntılı olmakla suçlayan senaryosuz bir rant yapmış oldu.
“Paraya bakıyorsunuz, ben iş modelini değişiklik yapmak isterim şundan dolayı ben minik yoksul bir ailenin çiftçisiyim. Siz varlıklı ülkelerdensiniz, siz ilkin parayı düşünürsünüz, ben de ilkin aklı düşünürüm. Bu değişik bir zihniyet,” dedi Qu, kendi maaşının kesilmesinden yakınma etmeden ilkin.
Yeniden yine sorulan Qu, POLITICO’ya ikinci bir dört senelik dönem için aday olup olamayacağını doğrulamadı, sadece geleneksel olarak FAO şefleri minimum iki kez vazife yapıyor ve genel olarak aday olması planlanıyor. Adaylıklar resmen 1 Aralık’ta açıldı. Aslolan sual, zaferi neredeyse kaçınılmaz görünüyorken ABD’nin, AB’nin yada gelişmekte olan bir ülkenin ona karşı yarışma zahmetine girip girmeyeceği.
ABD’nin kalkınma gücünün kalesi olan Dünya Besin Programı (WFP) ile FAO içinde kaynaklar için rekabet var. Bir İspanyol, Alvaro Lario kısa süre ilkin Roma merkezli üçüncü BM besin kuruluşu olan Internasyonal Tarımsal Kalkınma Fonu’nu yönetmek suretiyle atanırken, WFP başkanı David Beasley’nin gelecek yıl başka bir Amerikalı ile değiştirilmesi planlanıyor.
Her halükarda, Qu’nun tekrardan seçileceğine güveneceği ülkeler, Batı’nın siyasal entrikalarıyla yada FAO’nun üst düzey liderliğini etkilemeye çalmış olduğu Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını kınamasıyla pek ilgilenmiyor.
Kamerun Ziraat Bakanı Gabriel Mbairobe, “FAO ile ilişkilerimiz teknik bir temelde ve FAO’nun siyasal pozisyonlarıyla ilgilenmiyor. Bizi ilgilendiren, FAO’nun tarımımızı modernize etmemizi desteklemesidir” dedi.
Nijerya’nın FAO büyükelçisi Yaya AO Olaniran, öteki Afrika ülkeleri FAO’nun son geçmiş performansını korumak için çaba sarfediyor: “Oldukça, oldukça aktifler, dürüst olalım” dedi. “Eleştirmek kolay.”
Bu öykü güncellendi.