Herhangi bir ana akım spor markası coşku vericidir, sadece BMW M’nin geçişi, yalnızca zamanı ve mevcut otomobillerinin değil, hem de onlara güç veren belirli motorların mukaddes statüsü göz önüne alındığında bilhassa acıklı görünüyor.
Iyi mi dilimlerseniz dilimleyin, saf yanmanın geleceği düz altılı kısa. Emisyon düzenlemeleri ve EV düzenlemeleri, tıpkı Lamborghini’nin V12’si, Alfa Romeo’nun V6’sı ve hatta Ford’un üç potlu Ecoboost’u şeklinde daha yeni ikonik kahramanlar için olduğu şeklinde, bunu sağlar. Şu demek oluyor ki BMW M3, temelde 30 senedir bildiğimiz şeklinde, bigün şimdiye kadarki en büyük dönüşümünden geçecek – sadece M patronu Frank van Meel, mirasına kir sürmek mevzusunda pek endişeli değil.
“Bir noktada, hakkaten sevdiğimiz bir motora devamlı veda etmek zorundayız” dedi. “M3’ün hikayesi bu. Dört silindirli, altı silindirli, sekiz silindirli, organik emişli. Sonrasında organik çabaya veda etmek ve süper şarjlı motorlara geçmek zorunda kaldık. Ve her seferinde topluluktan büyük bir feryat geliyordu, ‘Bunu iyi mi yapabildin?’ Sadece bir noktada elveda demeniz ve yeni teknolojileri memnuniyetle karşılamanız gerekiyor.”
Aslına bakarsak, kısa bir süre ilkin BMW M5 kükreyen bir V10 yumruk attı ve daha da yakın bir zamanda mamut V12 ile M-rozetli bir BMW 7 Serisine haiz olabilirsiniz. Bu arabaların şu anda daha ufak motorlara haiz olması, genel kapasitelerini yada arzu edilebilirliklerini azaltmaz – ve aynı şey şüphesiz elektrikli (hatta elektrikli) bir M3 için de geçerlidir.