https://www.giantbomb.com/profile/ucuzsmsonay/ https://www.youtube.com/@ucuzsmsonay/about https://social.msdn.microsoft.com/Profile/ucuz%20sms%20onay https://tr.gravatar.com/ucuzsmsonay https://myspace.com/ucuzsmsonay https://twitter.com/OnayUcuz https://tr.pinterest.com/ucuzsmsonay/ https://sway.office.com/LDXgxFiXgjWKqbxT?ref=Link https://www.shutterstock.com/tr/g/ucuz+sms+onay/about https://www.twitch.tv/ucuzsmsonay/about https://disqus.com/by/ucuzsmsonay/about/ https://www.pexels.com/@ucuz-sms-onay-471578935/ https://linktr.ee/ucuzsmsonay https://www.liveinternet.ru/users/ucuz_sms_onay/post498354202// https://dribbble.com/ucuzsmsonay/about https://www.flickr.com/people/197855678@N08/ https://about.me/ucuzsmsonay https://www.reverbnation.com/artist/ucuzsmsonay https://radiocut.fm/user/ucuzsmsonay/ https://www.zippyshare.com/ucuzsmsonay https://www.mixcloud.com/ucuzsmsonay/
Kategoriler
Haberler Seyahat

AB’nin Hint-Pasifik’te kendi sesini bulması gerekiyor – POLITICO

Viktor Buzna bir gazeteci, Pekin Üniversitesi’nde eski konuk araştırmacı ve Tayvan’daki Ulusal Sun Yat-sen Üniversitesi’nde doktora öğrencisidir.

Tayvan’daki herhangi bir Avrupalı ​​arkadaşınızla buluşun ve yakında adada kalmakla eve dönmek arasındaki imrenilmez seçimi duyacaksınız.

Avrupa şu anda Ukrayna’da dökülen kan, yüksek enflasyon, genişleyen toplumsal bölünmeler ve günlük yaşamı iç karartıcı ve zorlaştıran bir enerji krizi ile 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en zor zamanlarıyla karşı karşıya. Ayrıca Tayvan, Çin ile ABD arasındaki rekabet onu yavaş yavaş savaşın eşiğine getirmiş olduğu için büyüyen bir münakaşa deposu haline geldi.

Buna karşın, adadaki halkın ruh hali bu tür dış gerçeklerden uzaklaşıyor şeklinde görünüyor. Mahalli medya, çoğu zaman fazla politik olarak yönlendirildiği ve boğazlar arası ilişkilere ilişkin kapsamı sınırı olan olduğundan eleştirilir. Ayrıca politikacılar, Çin’den gelen artan tehditten fazlaca ABD ile ilişkiler hakkında konuşuyor ve mahalli halkın bir çok kafalarını kuma gömüyor şeklinde görünüyor. “Konfüçyüs kültürü, fikirlerini ifade etmek için kendine hakim olmayı emrediyor, sadece son zamanlarda mahalli halk giderek daha çok ihtiyatlı ve içine kapanık hale geldi.[ed]. Ulusal Sun Yat-sen Üniversitesi’nde beşeri bilimler profesörü olan François Bouchetoux, Tayvan’da dokuz yıl geçirdikten sonrasında artan toplumsal yabancılaşma ve hayal kırıklığını gözlemliyor.

O halde Tayvan’dakilerin Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un Avrupa’nın Tayvan Boğazı’ndaki rolüne ilişkin son yorumlarına pek saygınlık etmemesine şaşmamalı. Ve Macron’un Çin ile daha iyi iş fırsatlarından yararlanmak için Tayvan’ı bir pazarlık kozu olarak kullandığı fikri birçokları içinde endişelere yol açtı.

Fransa cumhurbaşkanı geçen ay Çin’i ziyaret ettikten sonrasında medya kuruluşlarına röportaj verdiğinde, Avrupa’nın ABD ile Çin arasındaki gerilime kapılmaması icap ettiğini söylemiş oldu. Macron’un ciddi iç ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduğu ve bundan dolayı Çin ile ekonomik ilişkileri canlandırmanın gündeminin ilk esnasında olabileceği yönündeki şüpheleri daha da güçlendiren Çin Başbakanı Xi Jinping ile meydana getirilen bir anlaşmanın sonucu olarak görülen yorumları geniş çapta görüldü.

Sadece Macron’un niyeti ne olursa olsun, AB içinde Tayvan hakkında inkar edilemez tartışmalara yol açtı. Bu ay Stockholm’de düzenlenen gayrı resmi bir görüşmede, üye ülkelerin dışişleri bakanları Çin mevzusunda stratejik bir münakaşa yürüttüler ve Yüksek Temsilci Josep Borrell, AB’nin Çin ile ortaklaşa iş tercihini sürdürdüğünü ve Pekin’i olmazsa olmaz bir oyuncu olarak gördüğünü, sadece Brüksel’in tutumunu vurguladığını altını çizdi. Tayvan’da değişmeden kalır. Ek olarak AB, güvenlik stratejisi kapsamında Ukrayna’daki savaşın yanı sıra Tayvan’ı iki temel güvenlik endişesinden biri olarak görmektedir.

jinping macron
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, solda ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron | Getty Images vesilesiyle Jacques Witt/Havuz/AFP

Avrupa Konseyi’nin Haziran ayı sonuna kadar Borrell’in yeni yaklaşımını onaylaması halinde, bu AB’nin mevcut Tayvan politikasından bir sapma anlamına gelecek. Bloğun 2021 Hint-Pasifik stratejisi, ihtiyatlı bir üslupla de olsa Tayvan sorununu yalnızca özetlemek gerekirse ele alıyor ve ada devletini ilk olarak bir tecim ortağı olarak tanımlıyor.

Bununla beraber, bununla birlikte Avrupa, Hint-Pasifik bölgesinde bu ılımlı hedefleri bile uygulamadaki tembelliği sebebiyle hâlâ eleştirilerle karşı karşıyadır. Ve Tayvan’ın bakış açısına gore, ister güvenlik ister ekonomik ilişkiler olsun, AB’nin pozisyonunun en yüksek önceliğe haiz olmadığı açıktır. Bunun yerine, Japonya yada Cenup Kore şeklinde bölge ülkeleri geniş çapta tartışılırken, ABD Tayvan’ın kilit ortağı olmaya devam ediyor.

Tüm bu paydaşların değişik pozisyonları, kısa sürede Taichung’daki Ulusal Chung Hsing Üniversitesi’nde düzenlenen bir konferansta iyi bir halde yansıtıldı. “Savaştayız. Eski ABD askeri uzmanı Guermantes Lailari, tereddütlü Amerikan müttefiklerini hedef alarak, savaştaymış şeklinde davranın” dedi. Sadece başka bir katılımcı, Zsuzsa Anna Ferenczy, Çin’e yönelik gereksiz provokasyonun tehlikelerini vurgulamak yerine bu cenk söylemini reddetti. AB-Tayvan ilişkileri uzmanı Ferenczy, 27 üye ülke arasındaki koordinasyonun Tayvan problemininin AB düzeyinde ilerlemesini zorlaştırdığının da altını çizdi.

Tayvanlı bir boğazlar arası ilişkiler uzmanı olan I-Chung Lai, “AB, Tayvan’ı korumak için çaba sarfetmek için askeri güçle katkıda bulunmak zorunda değil, sadece desteğine gereksinim duyulan başka cepheler de var” diye ekledi. Hakkaten de siyasal düzeyde AB, Çin’in bir saldırıdan korunmasına destek olacak bir anlatı yapmaya destek olabilir ve ek olarak Tayvan’ın ekonomik gücüyle Çin baskısına direnmesine destek olabilir. Askeri danışma kabiliyetlerine haiz Çin kuvvetlerinin konuşlandırılmasının izlenmesine destek olabilir yada Çin’e karşı bir karşı kuşatım oluşturulmasını destekleyebilir.

“Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri de dahil olmak suretiyle birçok üye devlet, Hint-Pasifik stratejilerini AB’ye ek olarak uyarladı. Sadece netice ne olacak?” diye sordu Ulusal Tayvan Üniversitesi Avrupa Birliği Merkezi yöneticisi Marc Cheng. Ona gore, AB’nin stratejik planlamasında genel bir belirsizlik var – Ukrayna ihtilafının Avrupa bunu öngörmeden patlak vermesi gerçeğiyle kanıtlanıyor – ve blok içinde birleşik fiil mevzusunda hala birçok düşünce farklılığı var.

AB’nin Hint-Pasifik gündemi de şu anda tüm bu belirsizlikleri yansıtıyor.

Cheng, “Fransa’da düzenlenen bir çalıştayda yüksek rütbeli subaylarla Avrupa Hint-Pasifik stratejisini münakaşa fırsatım oldu” diye devam etti. “Tayvanlı araştırmacılar olarak biz oraya onların fikirlerini öğrenmek için gittik, sadece birçok katılımcının bizlerden AB ve Fransa’nın stratejisiyle ilgili cevaplar beklediği hissine kapıldım. Avrupa’nın bölgede neyi başarmak istediği ve Tayvan ile iyi mi ortaklaşa iş yapabileceği mevzusunda net olması mühim” dedi.

Ve Hint-Pasifik bölgesinin ne anlama geldiği mevzusunda kendi uzun vadeli fikirlerine haiz olmak hem Tayvan’ın hem de Avrupa’nın çıkarınadır – ABD’nin terimi tanımlaması sürdürülebilir bir çözüm değildir.