Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Pazartesi günü zamanı bir kararla eşcinsel evliliğe atıfta bulunan bir tasarı kitabı küçüklere zararı olan olarak etiketlemenin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini belirtti.
Mahkeme sonucunda, “Evlatların bu tür bilgilere erişiminin kısıtlanması, meşru kabul edebileceği herhangi bir amaç gütmemiştir” denildi. okur.
Dava Litvanya hükümetini, hikayesi bazı durumlarda eşcinsel evlilik çevresinde dönen bir masal koleksiyonunun yazarıyla karşı karşıya getirdi. (Mesela, kitaplardan birindeki bir pasaj, bir prenses ile bir kunduracının kızının düğünden sonrasında birbirlerinin kollarında uyumasını anlatır.)
“Gintarinė širdis” yada “Amber Heart” adlı kitabın dağıtımı, yayınlandıktan kısa bir süre sonrasında, Mart 2014’te askıya alındı. Bir yıl sonrasında tekrardan başladığında, kitaplar, içeriklerinin 1 yaş altı çocuklar için zararı olan olabileceği uyarısında bulunan bir etiketle dağıtıldı. 14.
Yazar Neringa Macatė, aynı cinsiyetten ilişkilere meydana getirilen atıfların çocuklar için zararı olan olarak değerlendirilemeyeceğini savunarak kitabın Litvanya’daki yayıncısına karşı hukuk davası açtı. İddiası Litvanya mahkemeleri tarafınca her düzeyde reddedildikten sonrasında Kasım 2019’da AİHM önünde talepte bulunmuş oldu. 2020’de öldü.
Mahkeme sonucunda, “başvuranın kitabına karşı alınan tedbirlerin, evlatların aynı cinsiyetten ilişkileri esasen eşdeğer değişik cinsiyet ilişkileri olarak gösteren bilgilere erişimini sınırlamayı amaçladığını” tespit etti.
Mahkeme, bunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüne atıfta bulunan 10. Maddesini ihlal ettiğini tespit etti.
Mahkeme, Litvanya hükümetinin kitabın “eşcinsel aileleri diğerlerine bakılırsa öne çıkardığına” ilişkin iddiasına ikna olmadı.
“Tam tersine, peri masalları saygıyı ve kabulü savunmuştur. herşey mahkemenin sonucunda, toplumun üyelerinin hayatlarının temel bir yönüne, şu demek oluyor ki bağlı bir ilişkiye, ”diyor.
Bu, AİHM’nin aynı cinsiyetten ilişkilere atıfta bulunan çocuk edebiyatına erişimin kısıtlanması mevzusunda karar vermesi için çağrıldığı ilk davadır.
Karar şuydu: ünlü LGBTQ+ hakları örgütleri tarafınca.
İnsan hakları STK’sı Article 19’da hukuk ve politikadan görevli kıdemli direktör Barbora Bukovská, “Evlatların korunması yada genel terbiye, ifade özgürlüğünü kısıtlamak ve LGBTQI+ topluluğu üyelerini şeytanlaştırmak ve onlara karşı ayrımcılık yapmak için oldukca sık uygun bir bahane olarak kullanılıyor” dedi. .
“Bugünkü kararla Avrupa Mahkemesi, bu tür bir korku tellallığı taktiğini reddetmiş ve tolere edilemeyeceğini açıkça ortaya koymuştur.”
Wilhelmine Preussen raporlamaya katkıda bulunmuş oldu.