Manana Kochladze, Gürcistan’daki bir çevre örgütü olan Green Alternative’in başkanı ve Bankwatch Network’te demokratikleşme ve insan hakları alanında stratejik bölge lideridir. Mariam Patsatsia, bir topluluk destek koordinatörüdür. Yeşil Alternatif ve Bankwatch.
İktidardaki Gürcü Rüyası partisi tarafınca onaylanan, Rusya’nın “yabancı ajanlar” yasasına benzer bir yasa tasarısı şu anda Gürcistan parlamentosundan hızla geçiyor.
Tasarı yasalaşırsa, fonlarının minimum yüzde 20’sini yurt dışından alan kar amacı gütmeyen kuruluşları ve medya kuruluşlarını “yabancı tesir ajanları” olarak kaydetmeye zorlayacak. Kaydı reddetmek yada külfetli raporlama gerekliliklerine uymamak, mühim para cezalarına yol açacaktır.
Daha da kötüsü, daha da distopik bir dönüşle, iktidardaki parlamento çoğunluğunun üyeleri – tasarının sponsorları – şimdi bu yasa taslağının ikinci bir versiyonunu da çıkardılar ve bu, orijinaline kıyasla yumuşak görünüyor. Gözden geçirilen mevzuat, hedefleri fertleri ve öteki dernekleri içerecek şekilde genişletirken, para cezalarına ek olarak beş yıla kadar hapis cezası için hükümler getiriyor.
Buradaki açık amaç, bağımsız medya ve sivil cemiyet gruplarını etiketleyerek ve damgalayarak muhalefeti bastırmak ve Gürcistan’daki sivil alanı daha da kısıtlamaktır. En önemlisi, bu hem de Gürcistan’ın Avrupa Birliği umutlarını rayından çıkarma riskini de taşıyan bir hareket.
Bu hafta şimdiye kadar, “yabancı etkinin şeffaflığı” temalı ilk yasa tasarısı, yasanın yürürlüğe girmesi için ihtiyaç duyulan üç oturumun ilkinde Salı günü alelacele kabul edildi. Duruşmalar, insanoğlu dışarıda protesto ederken kızgın tezahüratlar içinde gerçekleşti. Polis, barışçıl protestoları dağıtmak için iki gece üst üste tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandı.
Gürcü Rüyası, bu yasa tasarılarından birinin üç duruşmadan da geçeceği ve yasalaşacağı mevzusunda uyarıda bulunmuş oldu. Ve bu gerçekleşirse, Gürcistan’ın demokratik gerilemesi -iktidar partisinin, kurucusu milyarder Bidzina Ivanishvili’nin pozitif yanları için devletin bağımsız kurumlarını adım adım ele geçirmesinin bir sonucu olarak- kontrolsüz bir halde ilerlemeye devam edecek.
Sadece iktidar partisi, demokrasinin temel değerlerine aykırı yasa tasarılarını destekleyerek, hem de ülkenin AB üyelik sürecine de meydan okuyor.
Gürcistan’a, Avrupa Komisyonu tarafınca belirlenen 12 düzeltim önceliğinde kafi ilerleme kaydetmesi halinde bu yıl AB üyelik talibi statüsü alacağı söylendi. İki yasa tasarısı, medya özgürlüğü ve sivil toplumun katılımına ilişkin lüzumlu reformlara direkt karşı çıkarken, hem de birinci önceliğe, kısaca kutuplaşmanın azaltılmasına yönelik hiçbir şey yapmıyor. Ve hukuk uzmanlarının da işaret etmiş olduğu benzer biçimde, tavsiye edilen mevzuat birçok AB yasasını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini bile ihlal ediyor.
Bu yüzden, faturalara ne pahasına olursa olsun – hem Gürcistan’da hem de yurtdışında ve hemen sonra değil şimdi karşı çıkılmalıdır.
Ve Gürcistan’ın ortakları, her şeyden ilkin AB, gezi yasakları ve yaptırımlar da dahil olmak suretiyle uygun karşı önlemleri almayı düşünmelidir.
Şu anda, 400’ün üstünde sivil ve cemiyet temelli kurum ve 60’ın üstünde bağımsız medya kuruluşu, tavsiye edilen yasaları protesto ediyor. Ayrıca, Gürcistan’daki Birleşmiş Milletler, “bu şekilde bir yasanın kabul edilmesi halinde,[ir] çalışmak” da vardır.
Bunun sebebi, Gürcistan’da “yabancı gizmen” etiketinin “hain” yada “yabancı casus” ile eş anlamlı olması ve halkın sivil topluma olan itimatını sarsmayı amaçlamasıdır. Bu, pek oldukca kuruluşun ufaklıklara, bayanlara, yaşlılara, engellilere ve aile içi sertlik ve istismardan kurtulanlara -çoğu devletin vermek istemediği yada veremediği- ruh sağlığı ve toplumsal hizmetler sağlama çabalarını tehlikeye atacaktır. Ve kendimiz bir çevre kuruluşu olarak, bu şekilde bir atama, işimizin en mühim hedefi olan mahalli halka erişme ve onların çevresel ve toplumsal hakkaniyet mücadelesini destekleme yeteneğimizi tehlikeye atar.
Yasa hemen hemen geçmemişken, en alev ateş savunucularından önde gelen Gürcü Rüyası Başkanı Irakli Kobakhidze, yasa tekliflerini şimdiden oldukca sayıda sivil cemiyet kuruluşu ve çevre savunucusuna karşı bir karalama kampanyasında tabanca haline getirdi. Bunlar, yolsuzluktan hanım haklarına kadar değişik mevzularda çalışan gruplar ve 2021’de yapılması planlanan bir barajın zararı olan çevresel etkilerine karşı çeşitli grupların bir araya gelmiş olduğu, on yılların en büyük çevre protestosunun organizatörleri ve destekçileri.
Rusya, Belarus, Azerbaycan ve başka yerlerde hükümetler tarafınca zulüm gören birçok insan hakları savunucusu, aktivist ve gazeteci de Gürcistan’da yeni bir yuva buldu ve sürgünde çalışmalarına devam ediyor. Bu faturalar onların da geleceğini tehdit ediyor.
Gene de, yasa tasarısını destekleyenlerin öne sürdüğü tek argümanın -yabancı sermayeli kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve medya mevzusunda artan şeffaflık ihtiyacı- aslı astarı olmayan olduğu kanıtlandı. Gürcü Rüyası fraksiyonunun başkanının parlamentoya kabul edilmesiyle bile, sivil toplumun bağışçıları ve finansmanı hakkında informasyon, kamuoyu ve hükümet için esasen mevcut.
Dolayısıyla, bu şeffaflık kisvesi altında, tasarının gerçekte yapacağı şey, hükümete sivil cemiyet ve bağımsız medyaya karşı verdiği yıpratma harbinde destek olmak, onları mühim çalışmalarının zararına olacak şekilde minik ve anlam ifade etmeyen evrak işlerine gömmektir.
Rusya’da 2012’de Başkan Vladimir Putin, ifade özgürlüğü ve sivil aktivizmi bastırmak amacıyla yabancı ajanlara ilişkin yasayı imzaladığında durum böyleydi. Belarus ve komşu Azerbaycan da dahil olmak suretiyle bölgemizdeki birçok otoriter önder o zamandan beri aynı şeyi yapmış oldu ve muhalefeti bastırmak için Putin’in baskıcı oyun kitabını kopyaladı. Bu Gürcistan’da da olması imkansız.
AB’nin, Gürcü halkını Avrupa ailesine katılma çabalarında destekleyerek emin adımlar atması gerekiyor. Ve acilen, ülkenin siyasal liderlerine, onları Gürcistan’ın AB’ye tam entegrasyonunu sağlamakla yükümlü kılan anayasal taahhütlere karşı gelmemeleri çağrısında bulunmalıdır.